Muğla
05 Mayıs, 2024, Pazar
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

ALMANYA SEYAHATİ (2)

17 Şubat 2023, Cuma 11:34

Yıl 1987 yer Kütahya.
Askeri görevimi tamamlamak için Hava Er Eğitim Tugayındayım, burası 3. Erbaş Eğitim Merkezi, burada sadece çavuş eğitimi veriliyor,  eğitimi alanlar kısa dönem askerlik için gelen üniversite mezunları ve lise mezunları. Üniversite mezunları ayrı eğitimi lise mezunları ayrı eğitimleri alıyor, kaldıkları yerler ayrı ama lavabo ve banyolar ortak kullanımlı. Dönem ağustos dönemi, sıcak ve toz toprak. Günlük veya  iki  günde bir banyo yapılması şart. Bir ara banyo süresi uzadı, sonradan anlaşıldı ki tuvaletlerden kaynaklı kanalizasyon tıkanması yaşanmış, nedeni ise kanalizasyona taş atılmış. Tuvalette su yerine taş ile taharet yapılmış, o taşlarda kanalizasyona atılmış. 

   Yıl 1917 Rusya'da devrim olur, devrim *Mujik'ten Sovyet halkını yaratır. Eğitimin önemi burada yatıyor. 1923 de kurulan cumhuriyet elbet büyük atılımlar yaptı ancak devrim 1939 yılında sekteye uğradı, özellikle Köy Enstitülerinin kapatılması sonucu bağımsız eğitim politikamızı yitirdik, kırsal kesime eğitimi tam götüremedik. Bu günlerde ise yine cumhuriyet dönemi öncesi temelleri atılan teknik eğitim yok edilmiştir, teknik eğitim veren liselerde müfredatlar değiştirilerek okulların yetkinliği sıfırlanmıştır. Bu okullara öğretmen yetiştiren Teknik Öğretmen okulları ise kapatılmıştır.
   
   Yıl 2023 Mercedes Müzesindeyim yer Stuttgart- Almanya;
Mimar kızımla birlikteyiz, Müzenin kapısından içeri girer girmez bizi görkemli bir müze binası karşılıyor. Kimi yeri beton kimi yeri çelikten yapılmış mükemmel ötesi bina. Beton CNC (nümerik kontrollü ) torna- freze tezgâhlarında işlenmiş biçimde yapılmış.  Özel radyüsler(açılar)  verilmiş, kalıp halinde dökülen betonların üzerine maçalar yerleştirilerek beton üzerine monte edilecek, ışıklandırma, kamera, ses düzenekleri, rakamlar ne varsa tümü beton döküm esnasında üretilmiş sonradan betonu tahrip edilerek yapılan hiçbir ekleme yok. Betona baktığınız zaman kaymak gibi bir yüzey ve gözeneksiz, belli çok özel yöntemle üretimi yapılmış sanırım savurma tekniği. Dayanımı da en az C 100 ve üzeri olsa gerek ( betonun kırılma kuvveti, cm/2 ye gelen g-9,81- kg kuvveti belirtiyor).
   Yer Bursa 2010 lı yıllar;
İnşaat ile ilgili fuarı geziyorum. Beton firmasının standında inşaat mühendisi bir arkadaş ile sohbet ediyorum, konu caddelerde kanalizasyon kapakları demir( çelik) ızgaralar. O yıllarda demir çok pahalı bu kapaklar ikide bir çalınıyor, rögarlarda problem yaratıyor. Belediye bizden buralarda demir yerine beton kullanamaz mıyız dedi bizde bunlara beton kapak yaptık, dayanımı C 100 beton. Peki neden şimdi?  Dedi ancak teknolojimiz bugün buna ulaşabildi.
   Almanya'nın 2/3 kentlerini gezdim, bir çok yerde inşaat-yapı  ile ilgili yerlerde notlar aldım. Berlin'deyiz 1960 yılında Berlin duvarından kalan duvarı inceliyorum, beton çekiç ile kırılmıyor oysa bizde çöken binalar tuz halinde yığın oluşturuyor. Blok yatmalar çok az.
   Almanya'da en önemli iki unsur var;
-Kayıt,
-Üretim.
 Kayıtlı sistemleri normları yaratmış, Dünya'nın en önemli DIN normu (Deutsche Institute fürNormunge) Alman. İğneden ipliğe her şey norm içinde. Bu elbette eğitim ile başarılıyor. Hani bizim Kırşehirli hemşerimiz Ahi Evran var ya, işte onun öğretisi ile. Ülke nüfusunun çoğunluğu teknik eğitim almış insanlardan oluşuyor, üniversiteli sayısı nüfusa oranla az, teknik eğitim lise okul seviyesinde.
  Yol yaparken teknik elaman,
  Bina yaparken teknik elaman,
  Fayans döşerken teknik elaman,
  İnşaat çeliğini bağlayan teknik elaman,
  Betonu üreten- döken teknik eleman,
  Kapıyı pencereyi yapan teknik elaman,
  Aşçı teknik eleman,
  Çöp toplayan teknik elaman.
Yani çalışan kim varsa teknik elaman, nefes aldığı her yerde ise NORM.
İşte Almanya.
   Bir de yerel yönetimler çok güçlü. Sabahın köründe yer küreyen, yol açan, yolu tuzlayan tümü yerel yönetimler ve onların yönlendirmesi. Tek noktadan emir almadıkları gibi görev tanımları da belli.
    Stuttgard'tan kalkan uçağımız İzmir'e geri dönüyor, Uçak piste inmeden tur atınca güneş yüzümüze vuruyor, hanım ile bir birimize bakıyoruz, işte yurdumuz diyoruz Almanya'da kaldığımız 20 günde hiç güneş görmedik.
   Ayağımızı basar basmaz kötü haberi bizi yıkıyor. Aynı bölgede ikinci deprem daha oldu. İnanılmaz ve korkunç.
   Aydın'dan Datça'ya girerken araç içinde sabah güneşi yüzümüze yeniden vuruyor, Datça'mızın-  güzel memleketimizin farkı. 
    Hani şairin dediği gibi bu gün Pazar/ Bu gün ilk defa beni güneşe çıkardılar/ ve  ben ömrümde ilk defa gökyüzünün/ bu kadar  benden uzak/ bu kadar mavi/ bu kadar geniş olduğuna şaşarak/ kımıldamadan durdum/ Sonra saygıyla toprağa oturdum/ dayadım sırtımı duvara/ bu anda ne düşmek dalgalara/ bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım/ toprak, güneş ve ben/ Bahtiyarım. 
 Her şey var, her şeyimiz.
 Neden biz akıllanmayız?
Neden cumhuriyetin yarattığı eğitimimizi yok ederiz?
Neden yasalarımız işlemez?
Neden NORMlarımız yok?
Neden yerel yönetimlerimizde ağırlık yok?
   Depremin 3. Gününde hala kurtarma ekipleri bekleyen halk var, oysa yerel yönetimler bunları yaratamaz mı? 
Merkezi yönetimlerin bununla ne işi var?
 Köy Hizmetlerimiz ne oldu?
YSE ne oldu?
Allaha aşkına bize neler oluyor?
Böyle güzelim memlekette hala biz neden TOKAT yeriz?
Bizi kurtaracak yine bizleriz, kenetlenelim doğru olan değerlerimize geri dönerek sıfırdan eğitimimize yeniden başlayalım.
Cumhuriyet  dönemi eğitimimize.
 İşte o zaman biz BAHTİYAR oluruz.
 Geçmiş olsun Ülkem. Saygılarımla
09/02/2023  V. Mutlugeldi.
*Mujik= Rus Köylüsü.
Not; Demir yerine çelik olacak konuşma diline öyle yerleştiği için kullandım.


Okunma Sayısı: 274

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.