LAÇİNNN
Muğla
14 Haziran, 2025, Cumartesi
  • DOLAR
    39.58
  • EURO
    45.66
  • ALTIN
    4328.3
  • BIST
    9.312
  • BTC
    105347.87$

FAKİR BAY­KURT'UN YA­NI­BA­ŞIN­DA

02 Mart 2018, Cuma 12:32

“Ke­sem­de yoktu gön­lüm­den ver­dim, der­cer­si­ne ünlü ya­za­rı­mı­zı fa­re­siz bir odada konuk etmek is­te­miş­ler­di.”

1960'lı yıl­la­rın sonu, il­ko­kul­da öğ­ren­ciy­dim. Üç kar­deş de aynı okul­da­yız. Yıl 1969. TÖS'ün büyük öğ­ret­men boy­ko­tu­nun ya­pıl­dı­ğı yıl. Her sabah ol­du­ğu gibi, üç kar­deş oku­lun yo­lu­nu tut­tuk. Okula git­ti­ği­miz­de o gün okul ol­ma­dı­ğı­nı öğ­ren­dik. Öğ­ret­men­ler derse gir­me­ye­cek­miş. Çok mutlu ol­muş­tuk. Se­vinç­le eve dön­dük. Bek­le­me­di­ği­miz ta­ti­lin key­fi­ni çı­kart­tık. Ak­şam­le­yin babam eve ge­lin­ce du­ru­mu an­lat­tık. “Helal olsun Fakir Bay­kurt'a, büyük bir iş yaptı. “ de­miş­ti. İlk kez adını o gün duy­muş­tum. Unu­tu­la­cak bir ad da de­ğil­di. Bel­le­ği­me ka­zın­mış­tı bir kez. Çocuk ka­fam­la, bir in­sa­nın adı fakir olur mu, acaba çok mu fakir, di­yor­dum.
Ba­ba­ma sor­dum. Ki­tap­lık­tan ki­tap­la­rı­nı ge­ti­rip önüme koydu. Bırak şu Tom­miks, Tek­sas gibi ıvır zıvır ki­tap­la­rı da, bun­la­rı oku! Fakir'i iyi tanı, de­miş­ti. O gün baş­la­yan dost­lu­muz, çoğu ki­tap­la­rı­nı oku­ya­rak sürdü. Lise yıl­la­rın­da ido­lü­müz­dü. Bizim ku­şa­ğı­mız­da onun et­ki­si ve iz­le­ri çok­tur. Onun­la bü­yü­dük. Nasıl unu­tu­rum, “ Efen­di­lik Sa­va­şı, Yı­lan­la­rın Öcü, Kab­lum­ba­ğa­lar, Tır­pan, Ana­do­lu Ga­ra­jı, Ame­ri­kan Sar­gı­sı, On­bin­ler­ce Kağnı, Şa­ma­roğ­lan­la­rı, Kara Ahmet Des­ta­nı” adlı ki­tap­la­rı­nı.
1980'li yıl­lar­da Al­man­ya'da ya­şa­mak zo­run­da kal­mış­tır. Oraya yer­le­şir. Usta yazar durur mu hiç? Yazar, yazar, sü­rek­li yazar. Ya­pıt­la­rı bir­çok dile çev­ri­lir.
1997 Ağus­tos ayın­da, aynı ta­rih­ler­de, Tor­ba­lı'nın Ya­zı­ba­şı Ekin Şen­lik­le­ri­ne ve Acı­pa­yam Kül­tür Fes­ti­va­li­ne da­vet­liy­dim. Ni­ye­tim Acı­pa­yam'da bir gün kalıp Ya­zı­ba­şı'na geç­mek­ti. Acı­pa­yam'a ula­şın­ca se­vin­dim, şa­şır­dım, mutlu oldum. Fakir Bay­kurt da ora­day­dı. Şen­lik­le­rin ağır iş­çi­si eği­tim­ci Nafiz Dağlı'ydı. Şen­li­ğe gelen tüm sa­nat­çı­la­rı evin­de ağır­lı­yor­du. Çan­ta­mı Nafiz öğ­ret­me­nin evine bı­rak­tım. Doğ­ru­ca kon­fe­rans sa­lo­nu­na git­tik. Fakir Bay­kurt'un ko­nuş­ma­sı var­mış. Sa­tır­lar­da büyük dost­luk kur­du­ğum Usta Yazar'la ilk kez kar­şı­la­şı­yor­dum. Koca bir çınar gi­biy­di. Çek­ti­ği onca acıya kar­şın, dim­dik ayak­ta duran bir çınar. Göz­le­ri ışıl ışıl, yüzü apay­dın­lık­tı. Ka­fa­sı­nın ay­dın­lı­ğı yü­zü­ne vu­ru­yor­du. Yü­re­ği­nin se­ve­cen­li­ğiy­di yü­zün­de be­lir­gin­le­şen. Öz­lem­le sa­rıl­dım. Size öz­le­mim otuz yıl­lık, dedim. Gü­lüm­se­me­si daha da be­lir­gin­leş­ti. İna­nı­yo­rum, dedi.
Eği­tim­de sekiz yıl so­ru­nu, üze­rin­de ko­nu­şa­cak­tı. Ne ni­te­lik­li bir ko­nuş­ma yaptı. Milli eği­tim ba­ka­nı ola­cak bi­ri­si, dedim kendi ken­di­me. Ko­nuş­tuk­la­rın­dan not­lar aldım. “ Ka­fa­lar de­ğiş­me­den sekiz değil, on sekiz yıl yap­sak neye yarar? ” Eği­tim­siz­li­ği­miz­den ya­kı­nı­yor­du.
“ Ül­ke­miz­de cum­hu­baş­ka­nı­mız da dahil, hiç­bi­ri­miz il­ko­kul me­zu­nu bile de­ği­liz. İlko­kul üçün­cü sı­nıf­tan okulu bı­rak­mış du­rum­da­yız. Şu an bile imza ye­ri­ne par­mak ba­san­lar, nü­fu­su­mu­zun dört­te biri. Ben değil, is­ta­tis­lik­ler böyle diyor.”
Ko­nuş­ma­dan sonra et­kin­lik­le­re ka­tı­lan­la­ra ka­tı­lım bel­ge­le­ri ve­ril­di. Bana o bel­ge­yi Fakir Bay­kurt ver­miş­ti. Akşam üzeri imza gü­nü­müz vardı. Fakir Bay­kurt'la yan yana ki­tap­la­rı­mı­zı im­za­la­ya­cak­tık. İmza da kim­ler yoktu ki; Mus­ta­fa Ga­zal­cı, Şükrü Erbaş, Hi­da­yet Ka­ra­kuş, Hasan Kı­ya­fet, Ab­dül­ka­dir Pak­soy.
Fakir Bay­kurt'a ilgi çoktu. Arada sı­ra­da söy­le­şi­yor­duk. Bana, Yeni Kö­le­lik mi?
ki­ta­bı­nı im­za­la­dı. “ De­ğer­li Kar­de­şim, mes­lek­ta­şım Savaş Ünlü için, can­dan gö­nül­den sev­gi­ler­le… Acı­pa­yam 30. 8. 1997 “
Ko­nuş­ma­ya dal­mış­ken at nal­la­rı­nın se­si­ne ister is­te­mez kulak ka­bart­tık. Atın üs­tün­de kara pan­to­lon­lu, kara göm­lek­li, pala bı­yık­lı bi­ri­si­ni gör­dük. Önü­müz­den geçti. Geri döndü. Attan indi, atını ağaç­lar­dan bi­ri­ne bağ­la­dı. Ka­la­ba­lı­ğa ka­rış­tı, gitti. Fakir Bay­kurt'tan bir tepki bek­li­yo­rum. Ken­din­den geç­miş du­rum­da ata ba­kı­yor­du. At, kim bilir onu ne­re­le­re gö­tür­müş­tü...
Attan inen adam, az sonra elin­de iki gülle çıktı geldi. Fakir Bay­kurt'un ya­nı­na ya­naş­tı. Elini öptü. Gülü verdi, öteki gülü de bana uzat­tı. Oysa benim dı­şım­da gül ve­ri­lecek, bana ve­ri­len gülü hak eden o kadar çok insan vardı ki, Fakir Bay­kurt'un ya­nın­da otur­du­ğum için bana ver­mek zo­run­da kaldı belki de. Üs­ta­dı ta­nı­yor, Al­man­ya'da ol­du­ğun­dan söz edi­yor­du. Acı­pa­yam'ın yakın bir kö­yün­den­miş. Adı Cafer Emik'ti. Cafer, iki de bir gidip ge­li­yor­du. Meyve suyu alıp ge­li­yor. Si­ga­ra alı­yor. En son da yarım ek­me­ğin ara­sı­na köfte, ciğer ız­ga­ra yap­tır­mış. Fakir Bay­kurt, yi­yecek du­rum­da de­ği­liz Cafer ar­ka­da­şım, diyor.
Ga­ze­te ka­ğı­dı­na sa­rı­lı ekmek içi köfte ve ci­ğer­le­ri önü­mü­ze bı­ra­kı­yor. Ko­nu­ğu­muz­su­nuz, ben gö­re­vi­mi yap­tım. İster yiyin, ister ye­me­yin, diyor.
Cafer Emik, size ne yap­sak azdır. Siz ül­ke­mi­zin gu­ru­ru­su­nuz, deyip ki­tap­la­rı­mız­dan alı­yor. İmza­la­tı­yor da...
 Ya­nı­mız­dan ay­rı­lır­ken de, akşam evime konuk olur­sa­nız se­vi­ni­rim. Sizi fa­re­siz bir odada konuk etmek is­ti­yo­rum. Beni kır­ma­yın, diyor, di­re­ti­yor da. Fakir Bay­kurt, başka bir yere sözü ol­du­ğu­nu söy­lü­yor. Bu kez bana, Savaş abi sen buyur gel, diyor. Başka zaman, di­yo­rum. Cafer Emik atına at­la­yıp dı­gı­dık dı­gı­dık kö­yü­ne doğru yola ko­yu­lu­yor. Nal ses­le­ri ge­ce­ye başka bir gü­zel­lik ka­tı­yor. O ses­ler ho­şu­ma gi­di­yor. Hele Cafer Emik'i ta­nı­dık­tan sonra… Er­te­si gün bu­luş­mak üzere Fakir Bay­kurt'un ya­nın­dan ay­rı­lı­yo­rum.
Ge­ce­le­yin tüm ko­nuk­lar Nafiz Dağlı'nın bal­ko­nun­da­yız. Mu­hab­bet güzel. Şükrü Erbaş din­len­mez mi, nük­te­nin bini bir para. Ku­lak­la­rım­da Cafer Emik'in sözü çın­lı­yor­du: “ Sizi fa­re­siz bir odada konuk etmek is­ti­yo­rum.”


Okunma Sayısı: 9175

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.