Muğla
30 Nisan, 2024, Salı
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

NEDEN YAZIYORUZ? YA DA NEDEN YAZARIZ?

01 Nisan 2024, Pazartesi 18:47

Büyük bir yazar” Yazmak, düşüncenin düzene sokulmasıdır…”
*Düşünce bir tada gelince, artık yazma zamanıdır. Yani düşünce düzene girmiştir…
*Yazma, bilinçaltıyla bilincin karşılıklı konuşmasından doğar. Bu yüzden kimi zaman
bizi bile şaşırtan metinlerle karşılaşırız. “ Bunu sanki birisi yazdırdı bana, kalemimin ucundan
dökülmeye başladı” diyebiliriz.
Bana da böyle olur. Bazı eski karalamalarımı açıp bakarım, “Bunu ben ne zaman, nasıl
yazmışım? “ diye sorarım.
Vallery şöyle demişti” İlk dize tanrıdan gelir, sonrası matematiktir…”
Demek ki yazarın Tanrısı bilinçaltıdır. Ya da rastlantılardır.
Hepimiz zaman zaman bilinçaltıyla konuşuruz. İnsanın bilinçaltıyla konuşması,
kendisiyle konuşmasıdır.
Anadolu’da kendi kendisiyle konuşana deli derler.
Anadolu insanı dertlendiğinde, kendi içine döner. Çok önemlidir bu. Dertsiz insan
olmadığına göre, kendi kendisiyle konuşmayan insan da yoktur. Yani herkes biraz delidir.
Ama yazan, yazarlar biraz zır delidir. Çünkü, o içindekileri dışarı vurur. Yani bilinçaltını ortaya
döker…
Kendimiz, en yakın dostumuzdur, sırdaşımızdır ama en çok yalanı da kendimize
söyleriz.
Kimi zaman vicdan dediğimiz bir başka “biz” i devreye sokarak uyaran, gerektiğinde
cezalandıran sırdaşımızdır kendimiz. Onun cezalandırılması başka bir şeye benzemez.
Son yıllarda bunu yapmayan, yapamayan aydınımsılar türedi ülkemde maalesef.
Sanatçılar, sanatlarını gerçek anlamda yaparken işte bu Tanrı’ya ulaşmaya çalışırlar.
Kendi içlerindeki asıl efendiye…
Sanatçı, yaratıcıdır ve kendi tanrısıyla baş başa bir yaratı peşindedir. Üstelik bu
eylemde en büyük yardımcısı da, en büyük engeli de yine kendisidir, kendi içindeki kendisi,
kendi dışındaki kendisi…
Yaratı son derece karmaşık beyinsel işlevlerin sonucunda ortaya çıkar.*Bizi şempanzeden ayıran yüzde ikilik genetik farkın uygarlığımızı kurması nasıl
şaşırtıcıysa, bu farkın eğitimle, öğretimle, gelenekle, görenekle, günahlarla, korkularla,
özgürlüklerle, azaltıp, çoğaltılabilmesi de o denli şaşırtıcıdır
Değişik yerlerde yazı yazmak, düşüncelerini, alıntıları paylaşmak bir yüce eylemdir.
Bunu küçümsemeyin. Yazın, paylaşın. Ne olursa olsun.
Hiçbir şey boşa gitmez. Bir tek kişi bile okuyup, paylaşsa bu çok soylu bir eylemdir.
Yazmak özgürleşmektir.
Siz de özgür kalın.

NOT: Mehmet Zaman Saçlıoğlu ‘nun BİR GÜN adlı kitabından da alıntılar yapılmıştır.


Okunma Sayısı: 131

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.