LAÇİNNN
kalp ucu datça
Muğla
05 Ağustos, 2025, Salı
  • DOLAR
    40.68
  • EURO
    46.95
  • ALTIN
    4402.7
  • BIST
    10.897
  • BTC
    114294.69$

ZORU BAŞARAN EKİP (2)

03 Ağustos 2025, Pazar 10:57

Yat kiralama işinin ülkemizde zirve yaptığı 1990’lı yılların sonuna doğru, yine Bodrum merkezli Salmakis Turizm’in teknelerinden birinde kaptan olarak görev yapıyordum. Bu süreçte, sevgili patronum Tuncay Bey’den, teknemde ağırladığım yolculardan, birlikte çalıştığım ekip arkadaşlarımdan ve ziyaret ettiğimiz limanlardaki esnaflardan çok şey öğrendim.Biz denizciler, “Her şeyi bilirim,” demekten çekiniriz. Çünkü tıpkı hayat gibi, denizde de öğrenmenin yaşı yoktur. Yeter ki denizci bu öğrenme arzusunu içinde taşısın.Yaz sezonunun başında şirketin uygun gördüğü kaptan, gemici, aşçı ve güverte personeli, görev alacakları teknelere tek tek dağıtılmıştı. Herkes hem teknesini tanımaya çalışıyor hem de birlikte çalışacağı personelle uyum sağlamaya çabalıyordu.Benim görevli olduğum tekne, Sun World IV, yolcu kapasitesi açısından büyük sayıldığından, ilave olarak yağcı ehliyetine sahip bir gemiciye daha ihtiyaç vardı. Ayrıca benimle çalışmayı tercih edecek deneyimli bir aşçı da bulunamıyordu. Çoğu personel Bodrum ve çevresindeki teknelerde çalışmayı tercih ediyordu. Oysa bizim rotamız yaz boyunca Antalya Kemer’den başlayarak sırasıyla Olimpos, Adrasan, Kaleköy, Üçağızlar, Kaş, Kalkan ve dönüşte farklı koylara uğrayarak tekrar Kemer’e dönmeyi kapsıyordu. Bu koşullarda, mürettebatın hafta sonu eş-dost görmesi mümkün değildi.Şirketim Salmakis’in desteğiyle yaptığımız araştırmalar sonucunda Mersin civarından iki yeni isim ekibimize katıldı:* Makinacı: Uğur Göktepeli* Aşçı: Hakan KozlarGüverteci olarak da:* Büyük oğlum Remzi Yorulmaz* Palamutbükü’nden balıkçı bir ailenin oğlu, Bodrum’daki denizcilik meslek lisesinde öğrenim gören stajyer Tahsin Uzun yer aldı.Dört kişilik ekibimden Remzi’yi ve Tahsin’i yakından tanıyordum. Ancak Uğur ve Hakan hakkında hiçbir bilgim yoktu; bu nedenle ikisine karşı başta temkinliydim. Acaba bu işin altından kalkabilirler miydi? Başaramazlarsa yerlerine nereden, nasıl adam bulabilirdim?Uğur ilk geldiğinde Türkçeyi oldukça zor konuşuyordu. Anladım ki evde hep Arapça konuşulduğundan, telaffuzda sıkıntı yaşıyordu. Hakan ise daha önce bu tür bir işte çalışmadığını ama yardım edilirse ve bir şeyler öğretilirse elinden geleni yapacağını açıkça söylemişti.Ben de ona, “Bunun bir önemi yok,” dedim. “Ben de mutfakta bulaşık yıkayarak başladım. Önce aşçıya yardım ettim, sonra yemek yapmayı öğrendim ve sonunda kaptan oldum. Yeter ki iste. İsteyince başarırsın.”Tahsin’i çocukluğundan beri tanırım. Babasıyla birlikte balıkçılık yaptığı yıllardan hatırlıyorum. Demir atmak, halat bağlamak, bot kullanmak gibi işlerde tecrübeli biriydi. Üstelik iyi de balık tutardı. Özellikle barakat (çoklu olta takımı) ile yemleme konusunda becerikliydi. Ancak bu teknede stajyerdi.Oğlum Remzi ise okul tatillerinde yanıma gelip giderdi. Teknedeki misafirlerle ve tekne yaşamıyla iç içeydi. Ancak bir gün okulunu bırakıp denizci olmak istediğini söylediğinde çok sinirlendim. Denizciliğin sanıldığı gibi “lay lay lom” bir meslek olmadığını ona göstermek için fırsat doğmuştu. En zor işleri ona verdim. Bu işten soğusun, bıksın, bir an önce okuluna dönmek istesin istedim.Ama yanılmışım. Ne kadar zorlasam da o, işlerin üstesinden geliyordu. Bulaşıkları yıkamak, tekne çöpünü boşaltmak, güverteyi temizlemek, kamaraları düzenlemek… Hepsini neşeyle, hatta şarkı söyleyerek yapıyordu.Uğur ise, her ne kadar yağcı ehliyetine sahip olsa da çok iyi bir güverteciydi. Sonradan öğrendim ki amcası Mersin civarında bir balıkçı teknesi işletiyormuş. Tayfalardan biri eksildiğinde yeğeni olarak Uğur’u çağırırlarmış. Hem makinaya yatkındı hem de yedek personel olarak tekne işlerinde deneyim sahibiydi. Türkçe ve Arapçanın yanında, kısa sürede İngilizce de öğrenmişti. Hâlâ ona takılırım:“Sen ilk geldiğinde Türkçeyi zor konuşuyordun, şimdi İngilizce mektup yazabiliyorsun!”Biz, bu ekiple birlikte çok mutlu bir yaz sezonu geçirdik. O yaz boyunca yaşadıklarımızı, paylaştığımız sevinçleri ve zaman zaman karşılaştığımız zorlukları sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.Çünkü mutlu bir ekip, çevresine de mutluluk saçar.Ve biz, gerçekten mutlu bir ekiptik.


Okunma Sayısı: 91

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.