İLGİLİ MAKAMA
13 Ekim 2025, Pazartesi 16:58
Mevsim olarak yavaş yavaş kış mevsimine giriyoruz.Arada bir kışa sürelerle tanışmayla müşerref olduğumuz yağmur geçişleri ,zaten az olan zeytin mahsulüne inşallah yarar. Ancak elbette çoooook yetersiz. Bir önceki yıla göre daha iyi geçmiş olan geçen yılki yağıştan daha fazlasına ihtiyaç var elbette. Badem ürününden yüzü gülmeyen üreticilerimiz ,inşallah zeytinle avunur.! Öyle görünüyor ki,; tarımla hayatını sürdürmeye çalışanlarımızın ümidi havaya /yağmura kaldı.
Sevgili dostum ve Datça'nın yerel EVliya Çelebisi/ Herodotus'u Av. Ziya ÖZALP in Sömbeki (Symi) gözlemleri ,hepimizin ilgisini çekmiştir umarım. Benim için pek yabancı olmayan bu komşu ada yerleşimi,insanları Datçanın benzeri gibidir. Seksenli doksanlı yıllara kadar bizler için çooook uzak ve yabancı olarak algıladığımız bu insanların bizlerden pek farkı olmadığını görüyoruz .Her iki tarafta bir hayat mücadelesi içinde.Benim bu köşede yazdığım gibi, (yirmi küsür yıl öncesi) onlar Atinaya ne kadar uzaksalar , bizler de Ankaraya o kadar coğrafi olarak uzağız.İki yakada insanları birbirini ,aralarına
kimseleri koymadan ,birbirlerini anlamaları o kadar kolayki,dil/din ortaklığına gerek bile kalmıyor.On yıl önce kaybettiğimiz rahmetli Süleyman Badal ağabeyimizin vefatını ,yıllar önce küçük bir çocukken onu evinde bir aya yakın misafir ettiği Sömbekili Kaptan Vasil (yamuk burun Vasil) e haber ettiğimde , onun hüngür hüngür ağladığını bizzat yakından tanıdığım bir dostum anlatmıştı.
Kısaca bu coğrafyanın insanlarının birbirine ihtiyacı var.O nedenle Datçamızın serbest bölge/liman olabilmesi için yaptığımız çabalar,Gümrük Birliği nedeni ile unutuldu gitti.Tabiki karşı ülkenin bir AB üyesi olması ,ülkeler arası siyasi ayrışmaların sıkıntılarını bu iki ülkenin insanları çekiyor elbette.
Sevgili Ziya'nında bizzat şahit olduğu gibi, yeterli bir limanın olmaması,şimdiki ilçe merkezimize Knidos a olan uzaklığı .daha çok bizlerin çözmesi gereken sorun. Nasıl bu sorunu halledebiliriz derseniz, oturup düşüneceğiz ve bunu yasal çerçeve içinde bir yol bulacağız.
Defalarca yazdık , söyledik,önerdik ; İlçemizin bir Müze gereksiniminin hatta bunun ,Arkeolojik/Etnografik ortak teması vurgulansın dedik.Ancak ne duyan var ,nede ne diyorsun diye soran. Hatta bunu Reşadiye Mahallemizde , küçük bir KENT BELLEK MERKEZİ olarak başlatalım,Restoresi yapılmış halen tekrar bakım onarım bekleyen Hızırşah Kültür Evi/Kilise bahçesini de değerlendirelim önerimize kulak verende yok elbette.Kargıdaki küçük ŞAPEL ise kaderine terk.
Sevinilecek bir olay ise: Eski DATÇA mahallemiz ,yanlışı doğrusu eksiği de olsa,halkımız tarafından bir AÇIKHAVA müzesine evrilmekte. İnsan elbette kamuyu arıyor. Bu arada bu mahallemizin PAPAZ BAHÇESİNDE ki konutlar arasına sıkışıp kalan DOLAP KUYUYU gözü arıyor. İNŞALLAH burasıda imar rant iştahının altında yok olup kaybolmaz.
Bu arada ;Babayanı mevkiindeki TAŞ KÖPRÜ , tüm tarihi yorgunluğuna rağmen ,inşaat molozları altında yüzeye çıkmayı bekliyor. Çevresindeki çeşme ve yalakları ile Musalla taşı üzerini inşaat molozları çoktan örtmüş. Bu mekanı düzenleyerek gün yüzüne çıkartmaya can atan sevgili iş adamımız Sadık USLU bir kamu biriminin ilgisini bekler.Sahi ilçemizde böyle Datçamızı sevenlerinde bulunduğunu öğrenmiş olmak SEVİNDİRİCİ. Kendisini ayakta alkışlıyorum,
İlçemizin İSİM GÜNÜ olarak anılmasını /hatırlanmasını bekleyenlerin sayısı epey artmakta.04 Aralık 1933 tarihi neki şurada birkaç sene sonra YÜZ YAŞINA BASMIŞ olup gidecek ,hatırlayanlar için,!!!
İkinci yüzyılını bilmem görürmüyüm ama,ben yinede ilçe mi /Datça Mı ve ELBETTE MEMLEKETİMİ /CUMHURİYETİMİ ÇOOOOOOK seviyorum,Kuranlara/bizlere hediye gibi bırakanlara MİNNETLER ŞÜKRANLAR SAYGILAR.
Sağlıcakla,
Okunma Sayısı: 258
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.