Muğla
20 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

SIRLAR ÜLKESİ D A T Ç A (2)

07 Kasım 2022, Pazartesi 16:29

Foto : Kar­tal yu­va­sı­nın zir­ve­sin­de­ki ta­ri­hi ka­lın­tı­lar­dan ay­rın­tı­lar..
Datça antik ta­ri­hi­nin üs­ta­dı de­ğer­li ho­ca­mız Numan (Tuna ) ve ken­di­ni Datça'ya ada­yan de­ğer­li kar­de­şim Gök­çer (Ka­ra­ağaç) ile bir­lik­te zorlu en­gel­le­ri aşa­rak ulaş­tı­ğı­mız te­pe­nin zir­ve­sin­de­ki ta­ri­hi ka­lın­tı­la­ra adım at­tı­ğı­mız zaman, key­fi­mi­ze di­yecek yoktu doğ­ru­su..
Numan ho­ca­mız büyük bir şevk­le ve zevk­le za­ma­nın ve in­san­la­rın tah­ri­ba­tı­na uğ­ra­mış ka­lın­tı­lar­dan et­ra­fa sa­çıl­mış, insan eli değ­miş ob­je­le­ri in­ce­le­me­ye al­mış­tı..
Gök­çer kar­de­şi­miz, önü­mü­ze çar­şaf gibi se­ri­len Gö­ko­va (Jova) kör­fe­zi­nin se­rin­lik­le­ri­ne ve de­rin­lik­le­ri­ne dal­mış­tı..
Bense ayrı ha­va­lar­day­dım..
Tüm za­man­la­ra di­re­nen, re­sim­de gö­rü­len ta­ri­hin pen­ce­re­sin­den önüme se­ri­len dağ­la­rın sa­rar­ma­ya yüz tut­muş ye­şil­lik­le­ri­ne, muh­te­şem gü­zel­lik­le­ri­ne dal­mış , şa­ibe­li geç­mi­şim­le he­sap­la­şı­yor­dum..
Ne olur­du sanki...
İçkiyi her­kes gibi za­ma­nın­da ve ka­ra­rın­da iç­sey­dim de... Şim­di­ki gibi ya­sak­la­ra boyun eğ­me­sey­dim de.. Göz­le­ri­mi­zin önün­de uza­nan deniz, orman, sisli dağ­lar gibi do­yum­suz gü­zel­lik­le­rin iki kadeh buzlu rakı eş­li­ğin­de zev­ki­ni çı­kar­say­dım..
İnsa­nın en büyük düş­ma­nı yine ken­di­si..
Et­ra­fı­mı­za sa­çı­lan, ka­de­ri­ne ve ke­de­ri­ne terk edil­miş yor­gun ve gi­zem­li tarih, me­rak­lı ve en­di­şe­li göz­ler­le bize ba­kı­yor..​ Ken­di­si­ne zarar ver­me­miz­den kork­muş gö­rü­nü­yor­du..
Ne de olsa..​Bu son­suz­luk ale­min­de kendi ha­lin­de Gü­ne­şin et­ra­fın­da dönüp duran Dünya ge­ze­ge­ni­nin en za­rar­lı, en acı­ma­sız, en vahşi ya­ra­tık­la­rıy­dık..
Adem (adam) oğ­luy­duk.. Hava (Eva) kı­zıy­dık..
Dünya cen­ne­ti­ni yok et­me­ye prog­ram­lan­mış mah­luk­lar­dık..
Ta­ri­hin pen­ce­re­sin­den uzak­la­ra uzan­mış ,derin dü­şün­ce­le­re dal­mış­tım..
Bu Datça ya­rı­ma­da­sı nasıl bir yerdi yaa..​Rab­bim..?
Da­ğın­dan ta­şın­dan ta­ri­hi ve tabii gü­zel­lik­ler, özel­lik­ler fış­kı­rı­yor .. Bizde bön bön ba­ka­rak bu mu­ci­ze­vi gü­zel­lik­le­rin bir takım in­sa­nım­sı mah­luk­lar ta­ra­fın­dan yok edil­me­si­ne göz yu­mu­yor­duk..
Ya­ra­tı­lı­şın ilahi ada­le­ti bizi mut­la­ka af­fet­meyecek,  yan­gın, sel , dep­rem, sal­gın has­ta­lık gibi fe­la­ket­le­ri üze­ri­mi­ze yağ­dı­ra­cak­tı..
Nite­kim (!) bu fe­la­ket yağ­mur­la­rı­nın çi­sen­ti­si­ni ye­me­ye baş­la­mış­tık..(sü­recek)


Okunma Sayısı: 251

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.