YİTİRDİKLERİMİZ
20 Kasım 2025, Perşembe 17:09Doğanın kanunu olarak ,hemen hemen her gün bir tanıdık dostumun bu dünyadan göçüp gittiğine şahit oluyorum.Sıranın ne zaman ,hangimizde olduğunu elbette bilmiyoruz..Gerçek olan şu ki, HER CANLI OLARAK HEPİMİZ BU GERÇEKLE TANIŞACAĞIZ. Bunu istesekte istemesekte ,kabul edelim.Aramızdan ayrılan tüm dost ve arkadaşlara ALLAHTAN RAHMETLER DİLİYORUM.
Datçamızda bir diğer husus ise; bizlerin dışında kaybettiklerimize gelince:
Bu köşeden yıllardır yazar dururum., İlçemizde şu üç değenimizide kaybetmekteyiz. Bunlara ben Datçamızın ÜÇ B si derdim. Son yıllarda , bir Z sinide ilave edebilirsiniz. Bunlar :BAL,BADEM, BALIK ve ZEYTİN.
İlçemizin hatta yöremizin diyebileceğim,BAL özellikle ÇAM Balını yitirme yolundayız.Arının yaşam alanı olan ÇAM ormanlık alanlarımızı ,ellerimizle yakarak,veya sökerek yok etme yolunda epey yol aldık. Bal üreten arıcılar mız, yarımadanın dışında yaşam alanı bulma çabasında.Eskişehir/Afyondan tutunda, Trakya bölgelerimize kadar arılarını gezdirmekteler. Bu üretim alanından uzaklaşanlar,işin cabası.Olur efendim ,onuda ithal edi veririz derseniz,söyleyecek sözüm YOK. Piyasadan sahte,Çam Aromalı BAL,Glikoz şurubu sizlere afiyet olsun. !!!
Datçanın ismi ile özdeşleşmiş bir ürünümüz ise BADEM. Son yıllarda iklim koşullarının iyi gitmemesi ,yaşlanan ağaçlar ve yeni üretim alanları ihdas etmememiz ,doğal tarımsal mücadele yapmamamız,elbette eksikliğimiz. İthal Datça Bademi demeye dilim varmıyor. Badem üretimi için tahsis edilmiş,edilmekte olan kamu arazilerinde denetim eksikliği ise. bizlerin ayıbı değilmi.? Bademi bile imar rantına kurban ediyorsak,sözün bittiği yer. İlgili/yetkili hatta sorumlu Makamlara soruyorum, bu Devlet arazilerinde neler yapılıyor.? Bilen VARMIDIR:?
Kimilerimizin aklına bir BADEMCİLİK ENSTİTÜSÜ/MERKEZİ geliyormu acaba.?
Balık ise,Datçamızdan çok uzaklara kaçıp gitti. İskele ve Karaköy Mahallelerimizde geçimini Balıkçılıktan sağlayan birkaç aile kalabildiyse,aşk olsun.Kirlenen /kirlettiğimiz denizler tutunda,bilinçsiz avlanma bizlerin eseri değil mi.?Bunlara ortaya koyduğumuz bürokrasisi ninde etkisi yokmudur. ? Olsun ,yakın komşu ilçeler deki Balık çiftlikleri yeter, ithal NORVEÇ uskumrusu neyimize yetmiyor diyorsanız, sözüm YOK. Ayrıca ,Datça Mızda kaç Datçalı balıkçı kaldi acaba. ? Bilen varmı.?
Son olarak buna ben ,Z kuşağı gibi, Zeytini eklemek istiyorum. Son yıllarda Zeytinlik yapmak gibi, çaba ve ideali olan kaç kişi kaldı. Enerji için kömür çıkarmak için , zeytinleri ortadan kaldırmıyorsa kda, konaklama tesisleri için bu alanların canına okumaktayız. Sözde; 1930'lu yıllarda çıkarılmış,Yabani zeytinliklerinin islahı, kanunu ne kadar işler vaziyette acaba.? Bu konuda tahsis yapılmış kamu arazilerinin akibeti takip ediliyor mu acaba.? Bu alanda üretim,iklim koşulları ile de alakalı derseniz, onu işlemek ,gastronomide ne kadar kullanıyoruz.?İşleyerek De ,ne kadar katma değer kazandırıyoruz,?hep sorgulamamız gereken konular,bence. Bu konudada eğitim veren yüksek eğitim kurumlarında yol gösterici çabaları görmek isterdim.
Turizme elbette karşı değilim . Ancak ilçemizde bu sezonun çok kısa olması beni tatmin etmiyor. Tarımdan ve tarımsal üretimden uzaklaşmamız,yaşam politikamız olmamalı. Elbette bu alanda ekmeğini kazananlara DESTEK olmak, başta kamunun görevi değilmi. ?
Şimdilik kalın sağlıcakla.
Okunma Sayısı: 244



Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.